بَاب
فِي
كَرَاهِيَةِ
إِنْشَادِ
الضَّالَّةِ
فِي
الْمَسْجِدِ
21. Mescidde Yitik
İlanının Keraheti
حَدَّثَنَا
عُبَيْدُ
اللَّهِ بْنُ
عُمَرَ الْجُشَمِيُّ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
يَزِيدَ
حَدَّثَنَا
حَيْوَةُ
يَعْنِي
ابْنَ
شُرَيْحٍ
قَالَ
سَمِعْتُ
أَبَا
الْأَسْوَدِ
يَعْنِي مُحَمَّدَ
بْنَ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ نَوْفَلٍ
يَقُولُ
أَخْبَرَنِي
أَبُو عَبْدِ
اللَّهِ
مَوْلَى
شَدَّادٍ
أَنَّهُ
سَمِعَ أَبَا
هُرَيْرَةَ
يَقُولُ
سَمِعْتُ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ مَنْ
سَمِعَ
رَجُلًا
يَنْشُدُ
ضَالَّةً فِي
الْمَسْجِدِ
فَلْيَقُلْ
لَا
أَدَّاهَا
اللَّهُ
إِلَيْكَ
فَإِنَّ
الْمَسَاجِدَ
لَمْ تُبْنَ
لِهَذَا
Ebu Hureyre (radiyellahu
anh) demiştir ki; Resulullah, (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken
işittim: "Kim mescid'de yitiğini ilan eden birini işitirse, "Allah
onu sana buldurmasın" desin. Çünkü mescidler, bunun için bina
edilmemiştir."
Diğer tahric: Müslim,
mesacid; İbn Mace, mesacid; Nesai, mesacid; Ahmed b. Hanbel, II, 349.
AÇIKLAMA: Hadis-i şerif kaybedilen bir malı halka ilan
etmek için mescidde sesi yükseltmeyi men etmektedir. Hadisin metni sadece kayıp
bir malı ilan etmeyi mevzuu bahs etmekte ise de ibadet dışındaki her türlü
muamelenin hükmü aynıdır. Tirmizi'nin rivayet ettiği bir hadiste, Efendimiz
"Mescidde mal alıp satan birini görürseniz, Allah kar ettirmesin"
deyiniz. Mescidde kayıp ilan eden birini gördüğünüzde de "Allah onu sana
buldurmasın" deyiniz"[Tirmizi, buyu'; Darimi, salat] buyurmuştur.
Görüldüğü
gibi, Tirmizi'nin rivayet ettiği bu hadis, mescidde alış-veriş yapmayı da men
etmektedir.
İhtiyaç
olmadığı halde Kur'an okurken, zikir yaparken sesi yükseltmeyi men eden
haberler de mevcuttur. Bu haberlerde bazıları ve bu konularda muteber fıkıh
kitaplarında yazılanlardan bir kısmı aşağıya çıkartılmıştır:
Ebu
Davud'un, Ebu Sa'id el-Hudri'den rivayet ettiğine göre Resulullah (s.a.v.),
mescidde itikafa girmişti. Ashabın sesli olarak Kur'an okuduklarını duydu,
örtüyü kaldırdı ve "Hepiniz Rabbinize sesleniyorsunuz. Birbirinize eziyet
etmeyiniz. Kıraatte sesinizi yükseltmeyiniz" buyurdu. [Ebu Davud, tatavvu;
Ahmed b. Hanbel, III, 94.]
İbn
Mace'nin rivayet ettiği binhadiste Efendimiz; "Küçük çocuklarınızı,
delilerinizi, alış-verişlerinizi, husumetlerinizi ve seslerinizi yükseltmeyi
mescidden uzaklaştırınız" buyurmuştur.
İbn Mace, mesacid
Bu
konuda Hatib'in Cabir'den rivayet ettiği başka bir hadis de şudur:
"Okurken biri birinize (karşı) sesinizi yükseltmeyiniz." bk. Muvatta,
nida; Ahmed b. Hanbel, II, 36, 67, 129, IV, 344.
Yukarıya
tercümelerini aldığımız hadisler ve bunlara benzer diğer meşhur rivayetler
mescidde Kur'an okurken veya zikrederken sesi yükseltmeyi nehyetmektedir.
Resulullah'ın ilim sofrasından ilim ve feyz alan ashab ve onlardan sonra gelen
büyük şahsiyetlerden de mescidde sesi yükseltmeyi nehyeden birçok haber
nakledilmiştir.
Ibn
Mes'ud (r.a.) mescidde toplanıp sesli olarak salavat ve tehlil okuyan bir
gruba rastlamış ve "Biz Resulullah'ın zamanında böyle şey bilmezdik, siz bid'atçilerden
başka bir şey değilsiniz" diyerek onları mescidden çıkarmıştır. bk.
el-Menhel, IV, 89.
Ömer
b. Hattab (r.a.) mescidin yanına "Butayha" denilen bir yer ayırmış
ve, "Kim bağırıp çağırmak, sesini yükseltmek veya şiir söylemek isterse
oraya çıksın" demiştir.
Said
b. Müseyyeb bir gün gece yarısından sonra mescidde teheccüd kılarken halife
Ömer b. Abdilaziz içeriye girmiş, sesi güzel olan halife, seslice okumaya
başlamış, Said, hizmetçisine: "Şu namaz kılana git söyle, ya sesini kıssın
ya da mescidden çıksın" demiş ve namaza durmuş. Hizmetçi o zatın yanına
gelip de onun halife olduğunu görünce bir şey demeden geri dönmüş. Said b.
Müseyyeb selam verince, "Ben sana, şu namaz kılanı, yaptığından nehyet
demedim mi?" diye çıkışmış. Hizmetçi, onun halife Ömer b. Abdul-Aziz
olduğunu söylemiş, Said tekrar, "git ve ona, sana söylediğimi söyle"
demiş. Hizmetçi de gidip "Said, ya sesini kısmanı ya da mescidden çıkıp
gitmeni söylüyor" demiş. Bunun üzerine Halife sesini alçaltmış, selam
verince de ayakkabılarım alıp gitmiştir.
bk. el-Menhel, IV, 89.
Bu
konuda muteber fıkıh kitaplarından bazılarında da şunlara rastlıyoruz:
"Mescidde, fıkıh öğrenenlerin dışında sesi yükseltmek haramdır"
(ed-Duru'l-Muhtar, - Hanefi-)
"İmam,
cemaatin ihtiyacından fazla olarak sesini yükseltirse kötülük yapmış
demektir." (el-Bahru'r-Raik,- Hanefi-)
"Mescidde,
Kur'an okurken sesi yükseltmek, namaz kılanların ve zikredenlerin kafasını
karıştırmaktan korkulursa mekruh, karıştırırsa ittifakla haramdır."
(Muhtasara İmam Halil. - Maliki-)
"Namaz
kılanın kafasını karıştıracak şekilde açıktan okumak haramdır." (İbn İmad, -Maliki-)
Şafii
ve Hanbeli alimlerinden de yukarıdakilere benzer şeyler nakledilmektedir.
Yukarıya
aldığımız hadis-i şerifler, ashabın haberleri ve fıkıh kitaplarından
aktardığımız ibareler camide Kur'an okurken ihtiyaç olmadığı halde sesi
yükseltmenin, sesli olarak zikir yapmanın ve bağırıp çağırmanın caiz olmadığını,
bunun açıkça bid'at olduğunu ortaya koymaktadır.
Ömer
b. Abdülaziz gibi salih bir halifeyi sesli Kur'an okuduğu için camiden
çıkartan Said b. el-Müseyyeb, sesli zikir yapan müslümanlan mescid-den kovan
Ibn Mes'ud bugün olsalardı ve hiçbiı ihtiyaç yokken bağırıp çağıran vaizleri,
ses ve teganni gösterisi yapan imamları, müezzinleri ve mevlidhan-ları
görselerdi acaba ne yaparlardı? Bırakın bunlara vazife yaptırmayı, camiye
sokarlar mıydı?
Hadis-i
şerif, camide ses çıkarıp cemaati rahatsız etmeyi nehyediyor. ihtiyaç
sahiplerinin, saflar arasında dolaşarak cemaati rahatsız etmemeleri kaydıyla
mescidde yardım istemeleri ise, caizdir.
İbn
Mace'den naklettiğimiz hadisde, çocukların da mescidden uzaklaştırılması
emredilmektedir. Mescide konulmaması istenen çocuk, mescidi kirletecek veya
hareketleriyle cemaati meşgul edecek kadar küçük olan çocuk olsa gerektir.
Çünkü Resulullah efendimiz, yedi yaşına gelen çocuğu namaza alıştırmayı
emretmiştir. Nitekim Dürru'l-Muhtar'da "Mescidi pisletmeleri kuvvetle
muhtemel olan deli ve çocukların mescide sokulması haram, aksi takdirde
mekruhtur" denilmektedir.
Ayrıca
safların tanziminde erkek çocukların kadınların saflarından önce yer almaları
çocukların da camiye gelebileceklerine işaret etmektedir.
Şafii
ve Hanbeliler, "Mescidin kıymetini idrak edemeyen çocukların, orayı
pisletmelerinden emin olunamayacağı için mescide sokulmaları mekruhtur"
derler. Bu ifadeden, mescidi kirletmeyeceği bilinen çocukların mescide
girmelerinin caiz olduğu anlaşılır. Yedi yaşına gelen bir çocuğun mescidi
kirletmesi beklenemeyeceğine göre, Efendimizin bu hadisi ile çocuklara yedi
yaşına gelince namaz kılmayı emreden hadisi arasında bir tezat söz konusu
değildir.
Namaz
dışında lüzumlu olan gerekli ilanların cami hoparlörlerinden halka
duyurulmasında bir beis yoktur. Çünkü bu, ihtiyaca binaen yapılan bir ilandır.
Bilhassa köylerimiz için bir zarurettir. Dikkat edilmesi gereken husus, ilanı
özel meselelere hasretmemektir.
Bazı Hükümler
1.
Mescidler cemaati gereksiz yere uğraştıracak türden özel işlerin konu edilmesi
için bina olunmamıştır.
2.
Camide kaybedilen bir şeyin İlan edilmesi caiz değildir.
3.
Meşru olmayan bir harekette bulunan kimseye yaptığı bu işte muvaffak olmaması
için beddua edilmesi caizdir.